Bendeki Sen
Bendeki sen;
Bazen parmak uçlarım kadar yakınsın,
Uzansam dokunacak sanki.
Bazen gökle yerin birleştiği yer kadar uzaksın,
Bana,ona,şuna ve hatta kendine.
Bir bardak suya bakarken kayboluyor,
Sanki okyanusların dibine dalıyorsun.
Özgürlüğe aşık balinalar gibisin,
Küstüğünde kendini karaya vuruyorsun.
Yunuslar gibisin özünde.
Şirin sevimli ve dost canlısı.
Gülüşlerinde saklı üzüntülerin.
Gülerken ağlayanı gördüm ben sende.
Akan iki damla yaşa sığdırdın sevincini,
Sığmadığında gögüs kafesine yüreğin,
Türkü olup yagdın,ezgi olup estin.
Ritmine kaptırıp kendini,
Sallanıverdin bir sağa bir sola.
Tıpkı agacın rüzgara ayak uydurması gibi.
Bazende,
Yaz akşamları gökyüzünde yıldızların,
En parlağı oldun yüksekten ışıldadın.
Onca yıldız içinden seni seçebilene.
Dikenli yediveren gül gibisin,
Bazende.
Açıyorsun kırmızı, pembe, mor her dalında.
Kokunu alabilen dikeninden korkuyor.
Oysa ben,
Avuçlarım kan dolasıya tutmak istiyorum seni.
Endamın peri kızı misali, narin.
Kalbin tüm insanları sevecek kadar derin.
Sarı buğday başağı gibi verimli yüreğin.
Piyano vizitörü gibi küçük kibar ellerin.
Saçların kozahanda işlenmemiş ipek.
Ya gözlerin,
İşte orada duruyorum.
Kal geliyor adeta.
Farklı bakıyor, farklı görüyor her şeyi.
Çok anlaşılır dili var gözlerinin.
O kadar derin,
O kadar serin,
O kadar net,
O kadar sevecen ve insani o kadar.
Kimseye bişey demesin dilin senin.
Okumasını bilen gözlerine baksın.
İşte böyle gülüm bendeki sen.
Bak gene çenem düştü çok konuştum ben.
Umrumda mı ki sendeki ben.
Gören ben, yazan ben, yazdıran sen.
Süleyman Düzgünoğlu
Henüz yorum yapılmamış.