Siirler.Biz

Yokluğunun Vesikası

Yorgun bir günbatımında
adını koyamadığım
derin bir vadiydi sevdan
ve bilinçsiz değildi hiç birşey
rüzgârlarla şekillenmemişti
yüreğimin sana tutsak olan platosu
kırılgan bir fay hattıydı
yüreğimin ince çizgisi
bin yıllık saklı kentlerden
sana doğru uzanan…

Kimi zaman ay düşerdi
Zap Suyunun bilinmeyen derinliklerine
ağır ağır akardı gece
yakamoz olurdu gözlerin
çözülürdü
yüreğimin tüm bağcıkları
bakamazdım gözlerine
bilmez misin
gözlerin sırat köprüsü
atamazdım kendimi ateşine
ben seni
yanmak için sevmedim ki

Hasretin yağmur olur yağardı
taşardı bağrımdaki tüm mavilikler
dile gelirdi Dicle
haykırırdı sevdamı
bir çoban kavalı ezgisinde
karalar bağlardı hüvviyetsiz diyarlar
sevdamın rengi yoktu
siyah beyaz
eski bir resimde yitirmiştim
hayatın tüm alaca kızıllığını
tükendiğimin açık adresiydi
yaşadığım o limitsiz matemler…

Ve zaman
yelkovan ile akrep arasında sıkışan
bir kısır döngüydü
ey yar!
yokluğunun vesikasıydı
sensizliğin mahsenindeki suretim! ..

Seyithan Yusufoğlu

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.