Siirler.Biz

Kehanet / İnsanlığa Yazılan Muska

Kehanet,
Issız bir virane köşesi,
Kara kuru bir kadın ve gözleri,
Gözleri çok derin, uçurum mu uçurum,
Korku renginde,
Bir kaç kemik ve taş elinde,
Tüm korkular sanki bu odanın içinde,
İstediği de hazır zaten gelenin yüreğinde,
Söyle diyor, ne istiyorsun?
Ben… Yani… Şey…
Söyle, bak kaderin ellerimde,
Yutkuntu,
Biraz daha cesaret
Ancak su isteyebildi melanet,
Anlattı dil ucuyla.
Konu bitmişti,
Simdi sıra çarenin gerçek adında,
Melun kadina uzattığı avucundaki para,
Büyük bir minnet sözlerinde,
Mutluluk buğulanmış çaresiz gözlerinde,
Ve bir kağıt karalanan.
Adı Muska.
Ve üç vakte kadar haberler yanında,
Ne büyük insan şu kadın,
Okumakta neymiş?
Bak, bakda ibret al diyor yakınlarına,
Bu kadın,
Görebileceğin en büyük insan, en büyük aydın,
Şimdi herkes mutlu,
Çaresiz ahmaklar yarından umutlu,
Kara kuru kadın asil ve soylu.
Şimdi efendisi bu kadın,
Zamanın ve zamansızlığın,
Piyonlarıyız bizde,
Korku ve hurafeyle yönettikleri,
Anlam içindeki anlamsızlığın,
Hepsi bumu şimdi?
Bir kağıda yazılan üç beş kelime,
Gelecekten de verilen birkaç güzel hediye,
Ey Akif, Üstad-ı Azam,
Kalkta bak sövüyorlar dinime,
Din diye verdikleri biçarelere,
Hurafe, gelenek, korku ve vesese,
Bunlar ne aydın tanır nede alim,
Söz geçmez ki, bildiğin zalim,
Bize düşen haykırmak,
Senin şiirlerinde söylediğin kehanet,
Aslında çok acı ama,
İçinde bulunduğumuz cehalet,
Dinsizliğin dünyasında,
İpe çekilen insaniyet,
Bir kehanet,
Bin cehalet,
Kaybolup giden,
İnsanlık ve merhamet…

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.