Baba – Oğul Asker Mektupları / Rüya

Oğlum,
Askerim ve gönlümün katresi,
Can parem, gönül yarem,
Sana kaçıncı hasret yığını bilmiyorum,
Ömrünün sonbaharında bir adamın,
Kaç ömrünü eskittin öyle bir akşamda,
Susu bozulmuş çocuk yeminleri gibi,
Eyleşiriz, ahretlikle divan köşesinde,
Resmini büyüttük, gönlümüze astık,
O ağlar sana, ne kolay işi değil mi?
Oğlum der, hıçkıra, hıçkıra ağlar,
Ya ben oğlum,
Yine ağlamaklı oldum bu akşam.
Biriktirdiğim göz yaşlarımda,
Azgın dalgalarla boğuşan yüreğim,
Saklamaktan yoruldum,
Hani dayanak görmese garip anan,
Oturup çocuklar gibi basarım feryadı, figanı
Ama sırrımı sakla, bilmesin,
Sen benim oğlumsun, yürek ortağım,
Neyse şu sulu gözlü babana bakma sen,
İçim bir hoş kaç gündür,
Seni düşlerken gündüzümde,
Ayrılmıyorsun, kaç gecedir acı düşümde,
Bembeyaz her yer ve sen asalet renginde,
Ve ilk doğduğun günkü gibi güzelsin,
Ve ağzından dökülen tek cümle;
-Helal et baba hakkını, ben kardeşlerimle kalıyorum.-
Anana demedim oğul, üzülmesin garip,
Ama anladım oğul,
Senin yolculuğun dönüşe değil,
Hiç bitmeyen bir gidişe,
Sen ne dersin oğul,
Yorgun beden, çok mu sulu göz oldu,
Birde sen de bakalım, bu rüya hayır mı oldu?
Bu günlük yeter mi oğul,
Yaşlı adamın yüreği çok dayanmaz, bilirsin,
Yine yazarım ben sana,
Anan da gelir zaten komşudan,
Emanet olduğuna dua et oğul,