SESSİZLİĞİMİN SESİ
Davul zurna çalıyorum düğünsüz evde
Herkes kümesinde duyan yok sesimi
Bağırıp çağırıyorum gurbet köşelerinde
Tıkanmış kulaklar duyan yok sesimi
Neye geldim ki bilmem ben bu dünyaya
Ne için kim için yaşamaya
Kölemiyim anlamadım ben bu dünyada
Bir Allah kulu duymuyor sesimi
Eşşek gibi çalıştım hep didindim
İnek gibi sağılıp hep sövüldüm
Köpek gibi tekmelenip kovuldum
Bir dosta bile duyuramadım sesimi
Yemedim hep yedirdim başkalarına
Giyinmedim giydirdim can sandıklarıma
Bir ahıra bile sığamadım koca dünyada
Hayvanlar bile duyuramadım sesimi
Ömrümce yılmadım hep savaştım
Tatlı dile güler yüze hasret kaldım
İnsanca yaşayıp yaşatılmadım
Koynumdaki yılana bile duyuramadım sesimi
Acı sözlerle doyurdum hep karnımı
Hastane köşelerinde bıraktım kanımı
Emek verip döktüğüm alın terimi
Gören bir dosta duyuramadım sesimi
Sinsice sokulur can bildiklerim
Yılan gibi sokar sevdiklerim
Onlar hep hayatımın içine edenlerim
Vicdanları bile duymaz sesimi
Ölüm gerçek geriye kalan yalan
Oturup düşünürüm nedir elde kalan
Gemisini kurtaran olmuş kaptan
Kadir Mevla’m bile duymaz sesimi
Akılsız başın belasını çekermiş ayaklar
Temiz yürekli olursan gülmez dudaklar
Güzel gören gözler hep yaşla dolar
Beni benden alanlara duyuramadım sesimi
Sitemlerimi yazdım ben bu şiire
Halimi arz ettim döktüm kaleme
Siz hakim olun bu gariban veliye
Yada delidir deyin duymayın sesimi
Mehmet Girişit
Henüz yorum yapılmamış.