Kalbe Düşen Damlalar
Ah bitmeyen sabahın sıcak yarası!
Seni okyanuslar ötesine
Ne kadar da atmak isterdim
Bir seninle tatmadan bu kahreden ayrılığı
Yokluğun halen kanlı bir mızrap gibi dururken
İçimde bir yerlerde
Sen hasretleri taşıma acısına sürükleyip durdun beni
Alışmak ne mümkün yokluğuna yokluklara
Ve dayanmak kanlı mızraklara
Gök kubbeye hıçkırıklarımı yolluyorum her akşamın
Sabaha duran karanlıklarında
Yetim sevdalar ağlar oldu sen gideli
Ozanlar tele dokunmayı unuttu
Mızrap ilk defa üşeniyordu bamteline dokunmaya
Kalemler yazma grevine çoktan çıkmışlar
İlham kapıları çoktan kapandı yüzüme
Gözyaşlarının o masum ilikliği yalamaz oldu yanakları
Gönlümün göğsüne taktiğin yıldızlar çok sönük yokluğunda
Göz kırpmıyorlar artık bana.
Ve inan bir ah koparsam yüreğimin derinliklerinden
Fırlatsam onu göklere hepsini söndürecek.
Yolunu kaybetmiş bir kayık misali
Yokluğunun gurbet denizlerini.
Bilemezsin sana ne kadar bu muhtaç
Kararan bu bahtıma
Bembeyaz bir fırça çekmeyecek misin
Sen ey efsunlu rüyalarımın utanmaz güzeli
Rüyalarıma gelmiyorsan kokunu gönder,
Hasretini yolla rüzgarlarla
Gözyaşlarını gönder bulutlarla
Hıçkırıklarını ulaştır yağmurlarla
Ulaştır ki ızdırabıma es ağlasın bu çorak gözler
Canlansın bu çorak yüzler
Ya da bir hasret türküsü uçur ta uzaklardan bu fani garibe
Su batan güneşe yemin olsun ki işiteceğim
Yeter ki bana bunu çok görme ceylan gözlü yar
Kimsenin bulamadığı bu gurbet çölünde dolaşıp duruyorum
Gönlüme bu koru atıp gittiğinden beri
Yitirilmiş cennet yolundayım
Sana geliyorum ama sensiz bir benle
Henüz yorum yapılmamış.