Tutunmak
Bir şeye
Cam
Ya da bir ip
Kırıldı kırılacak
Koptu kopacak
Olsun…
Ama ille de tutunulacak..
Yaşamak için
Bir yerde
Tutunmak
G-E-R-E-K-L-İ
Tutunmak
Sımsıkı
Uçuruma bakmadan
Bir ihtimal
Çakılmak
Kanamak
Ölmek
Sonucu
Ne olursa...
O-L-S-U-N
Tutunmak
Korkmadan
Bütün kaslarınla
Sanki kavgada
Sanki savaşta
Düşmanla burun buruna
Son...
Genel Şiirler
genel şiirler
Rüyalar..
Ölüm kokar,
Buz gibidir.
Eridikçe daha bir içe düşer
Korkutur...
Rüyalar..
Bazen beyazdır
Bir çocuğun hükümranlığı
Bir genç kızın gelinlik tacı
Mutluluktur...
Rüyalar..
Bazen pembedir.
Mişli zamanlar yaşanır
Keşkili bir serzeniş kalsa...
Nedir bu feryat gönlüm, nedir?
Nedir sizden istediğim günler?
Bir yalnızlıktan doğan
Bu iç çekişler nedir?
Bir güz sabahı düştüm yollara,
Bir güz akşamı duydum
Yalnızlığın,...
Vakit öldürmeye gerek yok,
Yapılacak o kadar çok şey varken.
Kalk güneşi seyredelim,
Yarına doğmayacağını düşünerekten.
Bak ne kadar da güzel gül,
Boş ver eline...
Bir kahve fincanı olabilmek için,
Toprakla başlayan maceranın,
Pişmekle sonuçlandığını.
Bilmezdim dertsiz başımın,
Kendisinden başka düşlere dalacağını.
Meğer sadece su damlaları değilmiş,
Yağmur,
Saf ve temiz olabilmek...
Hayatı ıskalamadan yaşayalım.
Arayıp doğru olan yolu bulalım,
Hayatı ıskalamadan yaşayalım.
İçimize asla kin garez dolmasın,
Hiç hayatta bizim yüzümüz solmasın.
Yaptığımız hareket kötü olmasın,
Hayatı...
Senin malında,paranda gözüm yok benim.
Ölünce kurtlara yem olacak bedenim.
Müsterih ol.,yalnız kazandığımı yerim.
Kimsenin günahiyle mezara giremem
Kesin, Söz verdim Allah a geri...
Bazısı yollardan şikayetçi
Bazısı yıllardan
Araya girer zaman
Birkaç günlük hasret çoğunda
Kimisinin ailesi sorun
Kimisinin kendisi
Herkesin iyi kötü var bir manisi
Çok görüşende sıkkınlık
Az görüşende...
Sabaha dek döner üstünde
Burnumdan çıkan nefesin
Tüylerimi titrettiği gibi
Isıttığı anda vücudun hisseder
O vızz sesini
Uykun kaçar
Sevgini kalbini oynatır yerinden
Her şeyi şok eder...
Arzu halim yazsam sana
Bilmem kusurum olur mu
Sözüm doğruluktan yana
Dersem sana dokunur mu!
Nur dağından ışık tutsan,
Sop demirden altın olsan,
Sen varlıklı eli...
ilam tahtasında asılı duruyordu
tüm geçmişi
ve altında
hükümsüzdür sözcüğü
Henüz inmişti
darağacından sevdanın
hercai yüreğinde közlerin tütsüsü
gözlerinde
sönmeye yüz tutmuş aşkın büyüsü
nice masallar dinlemişti
gökyüzüne uzanan
oturduğu iskemlesinden...
Bilmediğim uzaklar
Bildiğim yakınlardan daha yakın bugün
Bilmediğim kadınlar
Bildiğim kadından daha kadın bugün
Bilmediğim büyüklük
Bildiğim çocukluktan daha çocuk bugün
Bilmediğim nefretler
Bildiğim aşktan daha aşık...
zamanın elinde eksik büyüyen insan!
güneşi görmüyorsun gölgene basmaktan!
oysa gece bittiğinde aydınlık
pişmanlıkları silip götürür karanlığa
kendini inkar etmekten daha başka
ne kalır elinde...
Gurbet elde dost dert çaldı kapımı
Kapımı çalıpta içeri girdi
Niye geldin demeden dost demeden
Yerleşti bu dertte bana dost bana
Kimseye anlatamadım derdimi
İçime...
Ben garibim gezemedim dünyayı
Göremedim serayı, Süreyya yı,
Biz gitmedik el çıktı gördü ayı,
Sende şu fezayı GEZ benim için.
Derdim vardı diyemedim birine
Bazı...
ne diye yaşıyorum
önümde bataklık batmamak için savaşıyorum
içimden fışkıracak haykırışlar
önümde baharı göremiyorum
arkamda bıraktım ne kara kışlar
yanıyorum ateşin rolüne soyunmuşum
güneşe varmak isteyen...
İhtiyaçsızlık hali
Hissizlik, yokluk
Uzatırım elimi
Elim uzanır,
Elim bekler.
Fotoğrafın,
Boşluğun beden bulmuş hali
El bürünür,
Şekli varlığın en zıt hali.
Olamayıpta tam sayılmanın
en utangaç
Olupta yok sayılmanın
en mağrur...
Yıllar adımlarımı saymakta,
Bitmeyen yarış kulvarında,
Ömrüm ise,bir çay misâli akmakta,
Ölerek ebedîleşmek var alınyazımda.....
Herbir gün harcıyor ömür sermayemi,
Engel olmam imkânsız,
Yıllar başkalaştırıyor bak...