ben,
öyle bir sestim ki
sahibimden gelen ünüyle
dokunsam tellere
uzansam ellere
tadına varamazdım
varmasaydım
o dinleyen gönüllere...
ben,...
Genel Şiirler
genel şiirler
yapraklar,
önce şekillenir
sonra da renklenir ya...
bir bakar söylersin
bu elma ağacı
bu incir ağacı
bu ceviz ağacı dersin......
evine geldim annem...
zilini çaldım,
kapını açtım annem...
selamımı verdim
sen yoktun
alan olmadı annem..
mutfağına baktım
ocak sönüktü annem......
bazen özgürce,
bazen saklı,
ama en çokta sevdalıydı
benim sana gelişlerim..
saçlarımda taşırdım aşkı
uçuşan her telinde..
gözlerime sürerdim sevgiyi...
Ne zaman esmerimsi yüzünü hatırlasam
Ruhum gidiyor bedenimden
Gözüm kararıyor kokun geliyor aklıma
Aklım başımdan gidiyor
Dayanamıyorum dayanamıyorum
Ağlamak istiyorum ama yapamıyorum
Sen benden gittin ya...
sonunda;
düşeceksin
bir yaprak gibi...
mevsimli mevsimsiz
yeşilli sarılı kahveli
sununda;
çürüyeceksin
bir kuru yaprak gibi
topraklı topraksız
kumlu humuslu...
sen,
cennetten
bir sestin güzelim...
şakıyanı sendin
duyanın ben...!
sen,
cennetten
bir çiçektin güzelim...
açanı sendin
bulanın ben...!
sen,
cennetten...
bir yanım hep eksik yaşadım sensiz
bir yanım hiç olmadı beklerken dönüşünü
yüreğimin
haylaz çocuğu
koştum
ben sana geldim soluksuz
sevdandı düştü yüreğime
bilmediğin arka sokaklarıma taşıdım...
güneş doğsun beklerdim
çiçekler boyanınca
güller yansın isterdim
rüzgarların esince
yörüngene girerdim...
yüreğimde tütecek
gözlerimde gülecek
bir sevda dilerdim senden...
güz gelmişti...
gelmişti de
daha renkleri netleşmemişti
denize yakın ormanlarda...
havalar böyle giderse
yeşiller koruyacaktı kendilerini
sarılara, kahvelere, kırmızılara inat...
ellerimin arasında
kurumuş gül gibi kaldı
tüm duygularım
sen benim
doğum günü hediyemdin
dost kutlamasında
tanıdım seni
ilk görüşte aşktı...
bir fincan kahve miydi?
aramızdaki dostluğa
bahane....
oysa...
dost,
dostluğunu göstermeliydi
içmese de
bir fincan kahve...
bir yudum telve miydi?...
güneş,
dağların ardına saklandı
dağları mora boyadı....
güneş,
denizin üzerinden battı
ufkuma bir kızıl yol yaptı...
güneş,
mordan kızıldan sonra...
annem...
güzelliğin,
gülen gözlerinin
tam içindeydi...
annem...
güzelliğin,
cömertliğin zirvesindeydi...
annem...
güzelliğin,
gönlünün her köşesinde
sözlerinin kefiliydi....
annem...
güzelliğin,
rüyalarımın...
duygularım mayına takılıp parçalanırken sen gidiyordun
bir damla suda fırtınalar kopardı eskiden olsa
dokundurmadım
gücenmedim hiç
mayın acılarından
beyaza uyandım soluk soluğa
bilmezsem dönüşüz olduğunu gidişinin
sen...
dört duvar arasında sana en mavi şiirleri yazdım
mavi bir gül kopardım dalından
son sigaramın dumanından resmini çizdim boşluğa
sonuçta bir yaşamdı alt...
önce kendimden vazgeçtim
hüzün arkasından sağanak geldi
bir gece kapına dayanırsam sakın açma
ay dolunaysa
korku filmi izleyip uymuşsan
aklının ucundan bir ara ben geçmişsem...
kendinle savaşmayı bırak can’cazım
umutsuzlukları gömmüştük epey oldu anımsa
bir çınar altında
soluklanalım
kuş sesleri duymak istemez misin
her coğrafyadan sevgiler çıkart yüreciğinden
her renkten
her duygudan...