Siirler.Biz

Sizin Şiirleriniz

Sizde kendi yazdığınız amatör şiirlerinizi bizimle paylaşın şiirleriniz burada yayınlansın

tam da vaktinde benimle beraber ağlıyor bulutlar yokluğunun ilk saniyesini gösterirken saatler bıraktığın yerde benimle beraber üşüyor sokaklar tam da vaktinde bir ölüm matemi...
Bana işkence ediyorsun neden Ruhum mengenede eriyor beden Son kez dön bak ne olursun gitmeden Kara gözlerinde gözlerim kaldı. Seni...
istersen dağlarrı un demiri yün geceyi gündüz ederim seversem dikeni gül yüreği yol ederim ama gidersem dağları deler yüreğimi kitlar herşeyi siler...
vaktinden bir hayli önce gelen mucizem affet korkaklığımı sana hoşgeldin diyemedim.... ne gözlerini hayal edebildim ne teninin kokusu buram buram...
öyle bir korkuyorum ki içimde aşkının bitmesinden senden yana öyle yorgunum ki sevmeseydim diyorum bazen kaybolunca elimdeki umutlar tükenince içtiği şaraplar öyle bir sarhoşum ki bitsin artık...
HERŞEYİMSİN Ruhum senin kalbim senin Sen benimsin ben de senin Kaybetmeye yok mecalim Varım yokum her şeyimsin Aşka tutsak yalnız kalpler Bu şarkımı dinlesinler Sevenlere zulmedenler Hiç gün...
Adınıı mıh gibi kazırım aklıma Hayatıma girdin bir anda Sen benim öteki yarım Mutluluğumun anahtarı Girer gönlüme hapis gibi Çıkmak istemez mühebbet ömre Yalan yok ömre...
son bir tek duan kalır bazen onu istersin sanki diğer herkes mezarda sessizce uyuyan soğuk bedenlermiş gibi ruhunun kaldırımlarında yürüyen gölge bir tek o imiş gibi son...
Şu an, Ağlıyor gökler burada, Denizler öyle suskun, Yıldızlar, Öyle çaresiz ki… Sensizliğin çaresi… Soruyorum, Ne oldu dalgalar diye, Martılar çekilmiş kayalıklar üzerinde, Beyaz bir bulut gibi karanlık geceye, İsyan, Yere...
Yine yorgun gözlerim yine uykusuz Hançer gibi keskin sözlerin yaralar beni Bir anlasan beni ahh bir anlasan Anlarsın cellat kırmızısı gözlerimde sabahlasan Yorgun bu...
Ey oğul ! atandan, al öğütünü Gördüğün dost bilme, dara düşmeden Kimse kara bilmez, ayran –sütünü Sırtım sağlam sanma, zora düşmeden Virüs girmiş, muhabbettin...
zalimliğine taviz vermiyorsam bil ki saygımdandır aşkına zalimce davranıyorsam bil ki yaramdandır seni sana bırakıpta gidiyorsam bil ki acımdandır seni unuutmak istiyorsam bil ki sana olaan...
Pirince yapışmış, beyaz taş gibi Toplumda gizlenen, ne sülükler var! Meyve diye, hasatta yekün tutan Sağlama ayrılmış, ne çürükler var ! Dokununca damarına köpürür Tüm...
Yaşar iken bilmeli, zamanın değerini Herkes kendisi vursun, nefsine eyerini Canlar Canân’ı bulsun, hissettirsin yerini Bakamazsın yüzüne, tabutun aynası yok Ölüm nasihat amma, ölene...
-oğula, oğullara, oğulverenlere – Vâsi atanırsa, hür iradene Aklını, fikrini çaldırma oğul Sorumluluğun var, can varedene Vazifen yaşatmak, soldurma oğul Hem dünyalık gözün, hem kalbî...
Söylenen bunca söz kalmış öğütte vefa; semtin adı "bile" değilmiş... Balık çıkmış, güneşlenir söğütte İnen yağmur küle,  "göle" değilmiş... Hani insan donup kalır ya...
Isırıp ısırıp kanatmak niye? İnsanoğlu başka birşey olmalı İki eli, iki ayak yetersiz İnsanoğlu başka birşey olmalı Hırsı vardır, duyguların önünde Yelkenlisi, rüzgârın ters yönünde Sürdüğü...
“Var!” denildi, ayak sürdük toprağa Hakk’ın divanına durmaya geldim Muhabbeti, su yürütür yaprağa O Kutlu Nebi’ye ermeye geldim Tebessümler sahte, bakış riyakâr Kimine zayiat, kimisine...