Bahar Gözlerinde Uyanır
Bir sen olmalıydın şimdi yanımda
Bir de yeşil gözlü bahar..
Çok oldu uzağım senden,
Ne ay kaldı saymadığım,
Ne de yıl var.
Silah asmazdım alçak dallara,
Süngüsü düştü şimdi gönlümün,
Siyah beyaz hep hatıralar.
Güneş tepelerde dursa
Gölgem ayakuçlarımda.
Bir resim ki kaç yıllık,
Saklı hala avuçlarımda.
Yalnızım bu şehirde,
Alıç ağacı kadar yalnız..
Kirpiğinden daha yakın
Ellerinden çok uzağım..
Bir resmine bakıyorum,
Bir de köpet dağlarına,
Talihim kadar kara! ..
Kibrit kutusundan,
Bir telefon olsun elinde
Tak ucuna makara
Duyur bana sesini.
Yetecek bir ‘’ Alo! ’’ desen,
Oyunda olsa razıyım.
Rüzgarlar olmazsa esen,
Sağlam olur mu hiç yapı?
Ne üzümün çöpü bundan böyle
Ne de armudun sapı.
Her söylediğinde haklısın,
Bütün sözlerin doğru.
Ben mektubum, sen pulsun.
Bir daha çıkarsa ağzımdan,
Gurbetten yana bir söz,
Dilim tutulsun.
Sana gelmek istiyorum,
Dağın ardında başka dağ var.
Seni çok özledim inan;
İstanbul kadar!
Uykuya yatırmalıyım bu sevdayı,
Yıkıldı sensiz kalede sur.
Allah’ a mahsustur yalnızlık,
Tek taştan duvar mı olur?
Güneşi gözlerinde kaybettim,
Ay geceme hiç doğmaz!
Bana bir aşk masalı söyle,
Çilesi daha az.
Kamçı kamçı dolanır etrafımızda,
Islık dilli bir rüzgar!
Yeni girdik kara kışa, Cevahir Gözlüm;
Daha bahara çok var.
Daha bahara çok var..
Henüz yağmadı kırk ikindiler,
Sularını yükseltmedi Kızılırmak,
Şöyle dur ve bir bak:
Tutsak etrafımızda her umut,
Kilit vurulmuş kapısına sevdanın,
Bundandır bereketsiz mevsimler,
Yağmursuz her bulut.
Daha bahara çok var..
Önce gölgesi düşmeli ağacın,
Yeşile dönmeli sonra yapraklar,
Bir kış bereketi değil mi,
Toprağı besleyen kar?
Budanmış dal gibi aşkımızı,
Hep taze tutar.
Aşkımız taze sürgünler verir.
Hani sevda mevsimi her bahar,
Nasıl kabarırsa nehir.
Her dal tomurcuk açacak;
Tünelin ucu görünse bir.
Sevda, yolların bitmeyen türküsü,
Sevdadır celladın çektiği ip,
Ölümü sevdiren gerçek.
Kurban için bilenmiş bıçak,
Boynuma dayansın tek.
Alnım, kardan ak!
Kankırmızı oluk oluk,
Kanımdan sevda akacak,
Bal dolacak her petek.
Ucunu bir bulsam bu sevdanın,
Kırk düğüm atacağım.
Köpet Dağı kalkacak omzumdan,
Kuşağımı çözüp yatacağım.
Bilir misin, kokusu çıksın diye,
Ödağacını ateşe atar,
Miski de ezerler.
Yanımda bir sen ol yeter!
Gurbet olsa ne çıkar?
Güneşin doğduğu her yer.
Üstüme gelme ey zaman,
Yenildim bu sefer.
Bir rüya olsun isterdim;
Bir ‘ El sende! ’ oynadığımız
Haydi elini ver.
İnan, yenildim bu sefer,
Hasretim Köpet Dağı kadar büyük.
Bir köşesinden gel tut bu sevdanın
Bana fazla bu yük..
Bir kağıt, bir kaleme söyledim yalnızlığımı,
Bir de Köpet Dağına.
Bir Nisan sabahı karşımdasın işte,
Kar suyu mu kaçtı kulağına?
Önce gönlüme düştü,
Sonra toprağa cemreler,
Mezar çiçekleri açtı renk renk,
Erguvanlar, fesleğenler yükseldi.
Tebessüm ediyor gözlerin,
Gözlerine bahar geldi.
Gözlerine bahar geldi..
Bir fıskıye gibi suladı,
Karakum çöllerinin çatlak,
Çorak toprağını yağmur.
Nur yağdı toprak üstüne,
Her dalda asılı bir umut.
Yere düşmeden yağmur damlası,
Bir dilekte sen tut.
Kaç mevsim yaşadık seninle,
Gözlerin baharı tanır.
Sevda filizleri yeşeriyor yeniden,
Bahar gözlerinde uyanır. Türkmenistan / Aşkabat / 2002
Mahir Sürmelibey
Henüz yorum yapılmamış.