Demek ki
Demek ki
1
Bir yaz günü
Ortalık cayır cayır
Sıcak demek az gelir
Sanki dünya âlem yanıyor
Vantilatör bile bozuldu durmadan çalışmaktan
Başka çare kalmadı kendimi evden dışarı atmaktan
Çarşı bile sıcaktan bomboş
Birden karşıdan
Dondurma yalayarak gülüşen kızlar göründü ne hoş
Canım acayip çekti
Şimdi bir külah karışık dondurma iyi giderdi
Elimi attım cebime
O ne?
Astar delik
Unuttum nereye gitmişti son metelik
Olmayacak böyle
Çıktım şehir dışına
Söğüt gölgesi de parayla değil ya
En kralı bu
Şu tarla, bağ, bahçe var ya
Yaz günü kaçacaksın buraya
Uzanmışken erik gölgesinde meraya
Gözüm takıldı karşıdaki tarlaya
O ne?
Güneş altında bu sıcakta
Çapa kazan insanlar, hem de hepsi kadın
Adı işçi, gündelikçi, yaptıkları gündöndü çapası
Alınlarından akan şarıl şarıl ter
Vay anasını vay!
Demek ki parası olan zevk sefa içinde yer
Olmayan böyle su gibi ter döker
Bu insanlar kavrulurken güneş altında şu tarlada
Niceleri sefa sürüyor şimdi
Beş yıldızlı otellerde, sahil boylarında
Var ya
Adaletine tüküreyim böyle dünyanın
Birden isyanım boğazımda düğümlendi
Aklıma cebimdeki delik geldi
Yani geçim derdi
Ulan aylardır iş aradım
Onca form doldurdum, kalem harcadım
İyi kötü tahsilimiz de var
Sanki hepsi sözleşmiş gibi hıyarlar
Biz sizi arayacağız beyefendi, dediler
Günlerimi, aylarımı yediler
Aramadı şerefsizler
Demek ki bir dayın, arkan olacak
Seni o yollayacak
Neyse
Kader kısmet ne diyelim
Vallah ben bu yaz mevsimini sevmiyorum
Parasızken şu uzun
Upuzun günler hiç çekilmiyor
Vay arkadaş ya
Şimdi paran olacak
Alanyalarda, Antalyalarda, Bodrumlarda yaşayacaksın
Denize dalacaksın
Hayatın tadını çıkaracaksın
Offf of! Hayalini bile kurdukça
Daha çok terliyorum
Yok, yok ben bu yaz mevsimini sevmiyorum
Kış gibisi yok
Yak sobanı otur
Kuru fasulyeyi de ocağa oturt
Hem kışın günler kısa
Yaz gibi ortalık cıvıl cıvıl değil
Öyle kafayı da fazla takmıyorsun karıya kıza
Bu sıcaklar yaramıyor
Kış gelse de serinlesek, biraz rahat etsek.
2
Havalar da iyice soğudu
Sobayı kurmak lazım da
Kursak ne olacak
Hani nerde yakacak
Ne odun var ne de kömür
Ah ulan parasızlık!
Sana söve söve geçti ömür
O ne?
Kar mı yağıyor nedir
Acayip üşüyorum
Elim ayağım titriyor tir tir
Ah ulan vicdansız postacı!
Hep fatura getireceğine
Bir kere de bir hayır haber
İyi bir şey getir
Getir de bari yüreğimiz ısınsın
Vay vayyy!
Böyle battaniyeye sarılmakla kış geçer mi?
Galiba yaz daha mı iyiydi neydi
Sıcaklı yorduk, terliyorduk
Bunalıyorduk ama
Hiç değilse üşümüyor
Böyle tir tir titremiyorduk
Ben en iyisi kahveye gideyim
Orda soba yanıyordur
Yine burası söğüt gölgesi değil ya, diyecek kahveci
Mecbur bir iki çay içeceğiz
Ama ısınacağız sonuçta
Yazın kış gelse diyordum amma boş lafmış işte
Demek ki
Paran yoksa cebinde yaz da yalanmış kışta.
3
Offf of! Rüzgâr kulaklarımı pişirdi
Bu ne biçim soğuk
Vay! Karşıdan gelen bu kalabalık nedir böyle
İnsanlar, otomobiller
Akın akın gelenler
Anlaşıldı işte olay
Omuzlarda bir tabut
Son yolculuğa çıkılmış, dile kolay
Ama kalabalığa bakılırsa
Rahmeti sağlığında ya dayıymış
Ya da arkasında dayısı çokmuş
Yaaa işte böyle zengin de olsan fakir de
Gideceğin yer aynı
Cebinde benim gibi beş kuruşun olmasa da
Dünyalar senin olsa da
Günün gelince öbür dünyayı boylayacaksın
Ne demişler, Sultan Süleyman’a kalmamış bu dünya
Allah Allah işe bak
Bugün öte tarafa giden gidene
Soğuklar yaramadı desene
Bir cenaze daha geliyor
Geliyor da
Eeee nerde bunun gerisi
Hani şu belediyenin cenaze arabası da olmasa
Tabutu mezarlığa bile taşımaya yetmez şu bir ikisi
Belli ki bu merhum da garibanın birisi
Vay vayyy! Şimdi iyice anladım
Demek ki kabahat ne yaz da ne de kış ta
Demek ki insan da baht olacak
Belki taht kuracak kadar değil ama
Bir çorbayı kaynatacak
Bir gün göçüp gittiğinde şu fani dünyadan
Arkandan üç beş kişiyi toplayacak kadar
Bahtın olacak demek ki…
Gürsel İleri
gerçekten güzel yazmışsınız elinize sağlık..