Gel diyemiyorum işte!!!
Ey yüreğimin acıyan yarası! Ona git de ki; “daha ne kadar dayanmam gerekiyor senin verdiğin ızdıraba”! İsyanlarım ince bir sızıya dönüştü, öldürüyor yavaş yavaş her gün biraz daha.
Hiç mi korkun yok ki masumiyetime günahını yükledin. Tutsaklığım bir kulayken, Allah’a nasıl yalvarırım “beni bu azaptan kurtar” diye! Bir yüreğe iki sevgi sığar mı? Ama ben bu yürekte seni de büyüttüm. Hangi acıya dayanayım söyle! Tahammülüm yok ki yokluğuna isyan etmeyeyim. Duyuramıyorum ya sesimi sana, kor gibi içimde derin bir sessizliğe dönüşüyor!
Nerdesin? Duyur sesini ki, içimdeki bu cehennem ateşi son bulsun. Soğuk sessizliğine takatim yok artık. Sevdan için gururumu yerlere serdim. Gel diye haykırsam sana, belki geleceksin ama gel diyemiyorum işte!
Gidişinin tekrar dönüş olmasına dayanamıyor yüreğim. Aramam deyip kaç kere aradım seni bilir misin EY SEVGİLİ!
Aklım ile yüreğimin savaşına şahit olan aciz bedenimin hangi acılara dayandığını bilir misin?
Hiç savaştı mı yüreğin ve aklın? Hiç yüreğin galip geldi mi bu savaşta?
Hiç sevmedi ki yüreğin, bu zorlu savaşı da yaşasın. Ama ben yaşadım. Hem de her sessizliğin, içime kor gibi düşerken. Galibi yürek olan sevdama esir düştüm.
Suskunluğun ne denli elem verici bilir misin EY SEVGİLİ! Kahroluyorum susuşuna suskun olurken!
Diner mi acım bilmiyorum ama acımla seni ölümüne yaşıyorum. Benim değilsin biliyorum ama illetinle her zerremde seni taşıyorum.
Varlığın yokluğumun sebebi olursa EY SEVGİLİ! Bil ki infaz ettiğin sevdamın sen kanlı mahkumusun!!!
Tülay Sarıkaya
tebrik ediyorum tülay hanım gerçekten harika
BRAVO ÇK GZL :)