Hüzün
Kıpırdayan bir şeyler var rüzgara karşı
Yelken mi, saçları mı yoksa sevgilinin
Kapılar gıcırdıyor ve tökezliyor aşk basamaklardan
Yağmur değil artık yalnızlığıma sebep, biliyorum
Ufku kızıl bir aleve dönüştüren o durdurulmaz zaman
Bir elma dişlenmiş yarım, bir de hüznüm
Neyime yetmezdi ki bir salkım üzüm
Perdeleri var pencerelerinin kapısı açık evlerin
Gözleri var yüzlerinin, gözlerinden de öte
Korkarım yar, çok sürmez hükmü aşkın
Benim kulakları çekilmiş bir çocukluğum var
Babamdan yadigar kuru soğanla, ekmeğim
Bana da dar geliyorken bu türkü, nasıl söyleyim sana
Şahidi olmasa şimdi kalbim, yaşadığımın
İnan, çoktan bırakıp gitmiştim bu dünyayı
Yüzünün aydınlık olmayan yanıdır sevdiğim
Dudaklarını büküp yüzünü döndüğünde
Karanlıkta bir şeyler asılı kalır hep
Ben hilale benzeteyim, sen çocukluğum de
Sevdiğin sandığın şey de sevildiğindir aslında
Gece döşeğini sererken gecekondu sokaklarına
Bir tek sen kalırsın sokak lambalarının altında
Eskizse de türküler ve şiirler bulutluysa da
Bil ki bahanelerimdir sevmek için seni
Ve sen bırakıp gitme beni başlamışken yağmur.
Henüz yorum yapılmamış.