İki Yabancı Dost
Nereden bilebilirdim ki ?
Esrarengiz bir gecenin karanlığında gelen bir yabancının,
Aslında tamamen tanırmışcasına bir his vereceğini?
Buna şöyle de diyebiliriz;
Tesadüfler durağında iki yabancının tatlı raslantısı.
Hoş geldin yabancı.
Sıradan bir merhaba kelimesinin,
Bir sonbahar bekçisine vurgun vuracağını kim bilebilirdi ki?
Sonbahar artık yaprak dökmüyor,
Aksine ilkbahara gönül verip salkım salkım mutluluk filizleniyor.
Razıyım ben umutgetiren çiçeğini bana koklatmana.
Hoş geldin yabancı.
Sanma ki bu son şairane duygularımın kıvılcımı.
Bu ilham perisinin güvercinle yolladığı şaşkınlığın kıvılcımı.
Belki de faili meçhul cinayetlerimin faillerini yakalayıp;
Zindanlara prangalayacaksın yalnızlığımla birlikte.
Belki de alizeleri arkana alıp yelkenleri indirince tanıyacaksın yabancıyı.
Hoş geldin yabancı.
Belki de denizin mehtaba beslediği duyguları besliyordur duvarlar.
Belki de o duvarlar bize rastlaman için her gün iki kadeh tek cümle fondip ediyorlardır.
Belki de kalbi kırık rüyalarda tanıştık uyandığımızda hatırlamadığımız.
Belki de zamansal bir paradokstur yaşananlar.
Belki de doğru zamanda doğru yerdedir bu sefer.
Hoş geldin dost.
Henüz yorum yapılmamış.