Siirler.Biz

Kadın ve Erkek

Allah dünyada uyumun sağlanabilmesi için her şeyi zıttı ile yaratmıştır diye önceki yazılarımda bahsetmiştim. Mesela; uzun olduğu için kısa da vardır. Veya çirkin olmasaydı güzel de olmayacaktı. Çünkü bir şeye güzel diyebilmemiz için o şeyden daha çirkininin olması lazımdır ki biz çirkin ile güzeli kıyaslayıp, bu şuna göre daha güzel diyebilelim. Zıtlıklar bir araya gelerek orta yolu bulmamızı sağlar. Mesela bir uzun bir de kısa boylu kalemimiz var bunlar arasında kalan kaleme biz orta boylu kalem deriz.İşte ben kadın ve erkeğinde yukarıda verdiğim örnekler gibi olduğunu düşünüyorum. İkisi birbirlerine göre zıt kutuplardır bu yüzden birbirlerini çekerler. Ve birleştiklerinde birbirlerinin eksiklerini kapatarak orta yolu bulmayı sağlarlar. Kadın ve erkek; ikisi de insandır, bazı hakları vardır, bu hakların yanında ikisinin de sorumlulukları vardır ve ikisi de insanlığın devamını sağlamak için cinsiyetlere ayrılmış birer bireydirler. Allah insan adındaki varlığın özelliklerini cinsiyetler arasında paylaştırmıştır. Erkekte olmayan özellikleri kadına, kadında olmayan özellikleri ise erkeğe vermiştir işte bu yüzden birleştikleri zaman birbirlerini tamamlıyorlar. Hani bazı insanlar derler ya : “ Erkekler daha üstündür, ne bileyim şudur, budur” hayır. Erkek ve kadın kendi alanında ötekinden üstündür. Allah ikisini de dünyadaki yaşama göre farklı alanlarda güçlü yaratmıştır. Kadın olmazsa erkek, erkek olmazsa kadın eksik kalır. Bu ikisi bir araya gelince eksik parça tamamlanır. Ve işte bu durumda birbirlerine karşı olan hak ve sorumluluklarını yapma mecburiyeti doğar. Aslında, kadın ve erkek birbirlerini ahrete hazırlayan yol arkadaşıdırlar. Çünkü ahrette dünyada yaptıklarından dolayı hem kadından hem de erkekten hesap sorulacaktır. Bu yüzden ahret yolunda yol arkadaşı olan bu farklı cinsiyete sahip insanlar birbirlerine ihanet, zulüm, haksızlık, kötülük vb etmeyecek, bu sıkıntıları, engelleri çok olan yolda birbirlerinin elini tutacaklardır. Kadın erkeğe karşı olan sorumluluklarını yerine getirecek, erkek de kadına karşı olan sorumluluklarını yerine getirecektir. Kadın ve erkek bir araya gelerek birbirlerinin eksik parçalarını kapatıyor olsalar da her ikisi de ayrı birer bireydir. Her kul Allah’ın yarattığı mahluka karşı saygılı olmak zorunda olduğu için kadın ve erkek de aile içinde bu zorunluluğu unutmamalıdır.

Kadın ve erkeğin bir araya gelip birbirlerini tamamladıklarını söyledik. Peki bu bir araya gelme nasıl olacak? Eğer bu iki insan birbirlerinin ahrete giden yol arkadaşı olduklarını düşünebilirlerse tabi ki de ahlaka ve dine uygun olan en güzel yol ile birleşecekler. Yani evlilik ile. Günümüzde evlilik olmadan yakınlaşan çift sayısı gün geçtikçe artıyor. Bu durumda birçok açıdan olumsuzlukları peşinde getiriyor. Çünkü insanoğluna bir akıl verildi. Bir gurur verildi. İnsan yaşamında her şeyin bir adabı vardır. Mesela günümüzde çok yaşanan bir durumu anlatmak istiyorum. Gençler, evlenmeden önce “çıkma” adını verdikleri kapalı zinayı gerçekleştirmektedirler. Bir kız evlenmeyeceğini bildiği halde bir erkek ile sevgili olup, onun ellerinden tutup, nefsini tatmin ediyorsa o kız evleneceği kişiyi yani ahret arkadaşını şimdiden aldattığını unutmasın. Çünkü sevgili deyip nefsini çürüttüğü o insanla yaşadıklarını evlendiği zaman da hatırlayacaktır. Belki o kişinin kokusu teninden düşecektir ama yaşananlar gönülde hala tütecektir. Ve bu kişi gençlikte kocasını aldatmış olmanın verdiği sıkıntı ile yaşayacaktır. Bu durum erkekler için de geçerlidir. Hiçbirimiz cennetteki huriler veya gılmanlar değiliz. Yani dünyaya birbirimizle gönül eğlendirmeye, geçici sevdalarla nefsimizi tatmin etmeye gelmedik. Allah bizi birbirimize ahret yolunda yol arkadaşlığı yapmak için kadın ve erkek diye cinsiyetlere ayırdı. Zamanı geldiğinde yol arkadaşımızı seçip, onunla yola devam etmeliyiz. Biz kimseye kendi yol arkadaşımıza göz diktirmeyiz. Kimsenin de yol arkadaşına (eşine) göz dikmemeliyiz, bu durum hem bizim hem de karşı tarafın ahretini büyük tehlikeye atar.

Kadın ve erkek birbirlerine ahrete giden yolda yol arkadaşı olurlar dedik. Şimdi bu hususu anlattıktan sonra kadın ve erkek arasındaki aşktan da kısaca bahsedelim. Her birey ahrette dünyadayken kendi yaptıklarından dolayı sorguya çekilecek dedik. Kimse kimsenin günahını veya sevabını kullanamaz. Ve kadın da erkekte sınava çekilecek dedik. Yani buradan anlaşılacağı gibi bütün insanlar kısacık olan dünya yaşamını ahretin tarlası olarak görüp ona göre tohum ekmelidirler. Çünkü ektikleri kadar mahsul elde edebileceklerdir. Söylemek istediğim şu; kadın ve erkek birbirlerine aşık olacaklarına Allah’a aşık olmak için birbirlerine yol göstermelidirler. Çünkü ne kadar büyük olursa olsun, dünyalık her şeyin bir gün biteceği gibi dünyalık aşklarda bitecektir. Ama şurası yanlış anlaşılmasın; kadın ve erkek tabi ki de birbirlerinden hoşlanacaklar, çünkü bu fıtratlarında vardır. Kadın ve erkek zıt kutuplar olduğu için birbirlerini çekerler demiştik. İnsanoğlunun neslini sürdürebilmek için tabi ki de evlenip, yuva kurup, karı-koca birbirlerini çok ama çok sevmelidirler. Ama işi aşka getirirseniz işte ipler burada kopar. Ben aşkı kalbin ulaşabileceği en son yetkinlik, en yüce sevda olarak görüyorum. Yaratan dururken yine onun yarattığı aciz bir kula aşık olmak niye? Bu eşi benzeri olmayan kainatı, içindeki mükemmel güzelliği, her adımda harika bir zeka ürünü olan bu alemi yaratan dururken, onun yarattığına aşık olmak niye? Dünya bir sınav yeridir. Akıllı bir mümin için dünyalık zevkler gelip geçici, önemsizdir. O hakiki güzelliğe ulaşmak için dünyanın gelip geçici, sahte güzelliğini elinin tersi ile iter. Dünyanın sunduğu bir tepsi baklavayı yiyip, karnını şişirip uykuya dalmaktansa, bir tepsi baklavayı reddeder. Çünkü akıllı bir mümin on dakikalık zevk için iki gün karın ağrısı çekmekten kaçınır. Kısacası; erkeklerde kadınlarda unutmamalıdır ki, eşleriniz sizin ahrete giden yol arkadaşlarınızdır. Aynı rota için yola çıkan her yolcu birbirinden sorumludur.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.