Keşke Gelmeseydin…
Keşke açılmasaydı, kapattığım o kapı.
Mütebessim yüzünde, duruyordu baharım.
Zindanda unuturdu; Yusuf, Züleyha’yı…
Keşke yedi yıl daha “unutulmuş” kalsaydım.
Keşke gelmeseydin…
Beni keder kuyusundan, “gam” için mi çıkardın?
Bu nasıl özgürlüktür, esareti aratır?
Sabrım var oldukça, duvar olsan aşardım.
Bu nasıl gökyüzüdür, zindanları çatlatır!
Keşke gelmeseydin…
Umudu bir güneş gibi astın yine ufkuma.
Oysa gafletle mutlu, kafamı gömmüş kuma,
Senin olmadığın rüyalar yudumlardım.
Masal gibi ismini şerh düştün kâbuslarıma…
Keşke gelmeseydin…
Senin yokluğunda sormayı unutmuştum.
“Sahi nasıl olurdu, senle benim sonumuz? ”
Hayat yüz uyku hapı, bir lahzada yutmuştum!
İntiharı başarmıştım, kesişmese yolumuz.
Keşke gelmeseydin…
Kalbimdeki mumyanı diriltmeseydin keşke!
Bin şiirden fazladır, küskün dururken meşke.
Yeniden kelam olup, mısram ile yer tuttun.
Sen ne kılıç kesmez, koparılmaz umuttun!
Keşke gelmeseydin…
Yüzünün ayrıntıları eriyordu zamanla.
Geldin de, hatırlattın silinen çizgileri.
Şimdi bu şiir oldu, aşkımıza bir yafta!
Gözlerinle dinlettin, “eskimez ezgiler”i.
Keşke gelmeseydin…
Kalbime kılıcını çaldığın güne lanet!
İndirdiğin kolunu kaldırmadın bir türlü…
Seni tekrar sevmek, yeminlere ihanet!
Dünya mezarlığında tüm sevdalar ölümlü.
Keşke gelmeseydin…
Keşke…
Ahmet Levent Ay
Henüz yorum yapılmamış.