Mesafeler aşka engel mi?
[singlepic id=383 w=320 h=240 float=]
İnsanlar ne kadar çok severse sevsinler bazen iş nedeniyle, bazen aileleri nedeniyle, bazen de istemedikleri sebeplerden ötürü ayrı kalmak zorunda kalabiliyorlar. Bu gibi durumlarda çiftler birbirlerini telkin edip biz ayrılmadık, araya sadece mesafeler girdi, bu mesafelerde aşkımız için engel değil gibi cümleler kurarak kandırırlar birbirlerini. İşin aslı bunu neden yaparlar bende bilme kimine göre bunu birbirlerine duydukları aşk nedeniyle yaparlar, kimine göre ise söyledikleri yalanlara inanma istekleri nedeniyle. Ama sonuç her ne olursa olsun ayrılık pusu kurmuştur bir kere yollarını ve emin olun er ya da geç hedefine ulaşacaktır. O aşılamaz bir engel gibi görmedikleri mesafelerde can verecektir birbirlerine duydukları sevgi. Ve bir aşk daha kilometre taşlarına yenik düşecektir. Bu uçsuz bucaksız denizlerde kaybolmak için açılmış gemilere benzer. Sadece yol alırlar yer, yön ve rüzgâr ile birlikte. Gelelim bu aşkların neden son bulduklarına. Şöyle düşünün gözden ırak olan gönülden de ırak olur diye bir atasözümüz var ya işte galiba her şeyi bu açıklıyor. Neden derseniz kısaca şöyle özetliye bilirim. İlk telefon görüşmeleriniz ve mesajlaşmanız artar çünkü içinizde bir özlem sizi yiyip bitirmeye başlar. Onun sesini duymak istersiniz her bunaldığınızda veya o her aklınıza geldiğinde. Daha sonra bu mesajların ve konuşmaları gözyaşları takip eder çünkü bazen özle çok acıtır canınızı sonuçta âşıksınızdır ve özlüyorsunuzdur. Ayrıca yalnızlık kavramı ile ilk defa karşılaşıyorsunuzdur. Bu belli bir süre devam eder. Galiba ilk darbeyi karşınızdaki kadın yani uzağınızda olduğunuz sevgilinizin gözyaşları ile size ihtiyaç duyduğunda belirir. Birileri bir şey demiş olabilir veya ailesi ile kavga etmiş olabilir ve sığınacak bir liman arar fakat siz ona çok uzaksınızdır ve elinizden hiç bir şey gelmez. İşte ilk gözyaşını orada akıtırsınız ve isyan dersiniz her şeye. Çünkü o an sevdiğiniz kişinin yanında olamamak ve onun gözlerinden süzülen yaşları silememek emin olun çok acıtır canınızı kendinizi aciz hissedersiniz. Ama ayrılık kavramı burada hemen uğramaz aşkınızın ördüğü duvarlara. Biraz daha bekler o arsız kavram. Belli bir süre daha geçer ve siz daha az mesaj atıp, daha az aramaya başlarsınız. Bu süreç bu şekilde belli bir süre daha devam eder. Siz fark edemeseniz de artık onu göremiyor, kontrol edemiyor ve ne yaptığını bilmeden yaşama başlarsınız. Belli bir süre daha geçince tüm bu sorunlar kafanızı bulandırmaya ve sizi soğutmaya başlar. Çünkü sahip olduğunu düşündüğünüz şeye artık sahip değilsinizdir. O kişi artık size uzaktır çünkü. Ve bu sizi içten içe yemeye başlar. İşte tüm bu aşamaları geçtikten sonra ayrılık rüzgârı esmeye başlar aşkınızın teninde. Önce ayrılmayı düşünürsünüz ama bunu ona söyleyemezsiniz, daha sonra kendinizi bu duyguya alıştırmaya başlarsınız ve en sonunda aranızda o konuşma ekleşir ve ayrılırsınız. Daha sonra tekrar yalanlar söylersiniz böyle olmak zorunda değildi, hep mesafeler yüzünden, severek ayrılıyoruz gibi. İnsanlar neden yalan söylerler yine anlamam ben. İşin tek gerçeği vardır o da ayrıldığınız kısmıdır. Bu yüzden ne kadar acıda olsa, ne kadar saçmada gelse, ne kadar gereksizde görseniz, şunu sakın unutmayın eğer herhangi bir sebepten dolayı aranıza mesafeler girecekse ayrılık ile tanışacağınızı bilin ve bence o şehri terk etmeden sevdiğinizin gözlerinin içine bakarak yapın bunu. Belki bu sayede onu asla unutmamayı ve mesafelerin o yakınlığın aslında sizi nasıl bir arada tuttuğunu anlayın. Biz insanlar sevgimizi sadece yakınımızda ki kişilere karşı yaşayabiliriz. Çünkü bir tek onlara sahibizdir ve her an yanlarında olarak destek olabiliriz. Kilometrelere yenik düşmüş basit bir aşktan geriye kalanlar ile kaleme alınmış kişisel bir düşünceden ibarettir bu yazı.Alıntı..
Henüz yorum yapılmamış.