Sana getirir beni
Sana getirir beni
Yoluna baş koyduğum sevgilinin izinden,
Ayrılmadığım zaman sana getirir beni.
Mabedinde duyduğum Kelâmının özünden,
Sıyrılmadığım zaman sana getirir beni.
Derdim iki cihanda yakınında olmaktır.
Himayende bulunmak gölgende barınmaktır.
“Ben” demekten kurtulmak kirimden arınmaktır.
Şaşırmadığım zaman sana getirir beni.
Hemen bakış yönümü çevirdim yeryüzüne,
Göz attım yokuşuna bayırına düzüne.
Geçtim mevsimlerinden gecene gündüzüne,
Kapılmadığım zaman sana getirir beni.
Soldurdukça rüzgârın dalında yaprakları,
Doyurdukça yağmurun susamış toprakları,
Gösterdikçe güneşin karaları akları,
Unutmadığım zaman sana getirir beni.
Tan yeri ağarmadan el açın dersin bize.
Faydanıza olanı yetiştireyim size.
Gelmemizi istersin dünyada kendimize.
Yanılmadığım zaman sana getirir beni.
Şafak sökül emrine uyarken yavaş yavaş,
Vermemi istemezsin boğazım için savaş.
İlkin uyanıklara taksim edilir iş aş.
Kaçırmadığım zaman sana getirir beni.
Işığın belirince dağ tepe başlarında,
Örtülü kısım kalmaz bağ orman taşlarında,
Sayısız delillerin balık ve kuşlarında,
Saldırmadığım zaman sana getirir beni.
Hükmünü sürdürmeye başlayınca karanlık,
Zifiri hal almaktan caydırılmaz bir anlık.
Tutuşsa mahlukatın ayaklansa insanlık,
Sarsılmadığım zaman sana getirir beni.
Çıkarmam acizliği bir an olsun aklımdan.
Şüphesiz haberdarsın her tür gizli saklımdan.
Kıtlık çektirmediğin tane başak salkımdan,
Sıkılmadığım zaman sana getirir beni.
Çektik dediğin perde okyanusta bulundu,
Keşifçi, Resul’ünden habersiz bir kulundu.
O, öğrettiklerini kamuoyuna sundu.
Takılmadığım zaman sana getirir beni.
Mağara girişine ördürmüş olduğun ağ,
İzninle önderimi korudu bıraktı sağ.
Ruhum sanatkarıyla kurmak istedikçe bağ,
Sakınmadığım zaman sana getirir beni.
Yürüdükçe umudum koştukça korkum bitmez.
Ret olunmaktan başka hal ağırıma gitmez.
Sevdiğinden gelene seven itiraz etmez.
Yakınmadığım zaman sana getirir beni.
Mehmet Kabaoğlu
Henüz yorum yapılmamış.