Sana Sonbaharımı Sunuyorum…
Sana Sonbaharımı Sunuyorum…
Dışarıda yağmur, penceremde sen
Lodos sert esmede
Önünde savrulan ben…
Yalnızlığını aldım yalnızlığıma
Vurup çıkmalıyım fırtınalı sokağıma
Bulutlar soyunmalı günahlarından
Kurşun olup yağmalı avuçlarıma…
Kirlenmiş ellerimin “pasaklı” kirinden
Katılaşmış gönüllerin kibrinden
Kininden
Ve masum gecelerimizin
Kabuslu düşlerinden
Uzaklaşmak
Doyana kadar ıslanmak
Arınmak istiyorum!
Biliyorsun, biliyorum
İsyanlarım dorukta
Bastırıyor, susuyorum
Ve diyorum ki en sarısından
“Sana Sonbaharımı Sunuyorum…”
Çıktım…
Zifiri karanlık
Gözüm alışana kadar
Ürpertiyor ortalık
Nedensiz dokunan bir el gibi rüzgar
Hırpalıyor itiyor
Sırtını dönersen bir anlık…
Ellerim cebimde
Tutuyor elini
Sıkıca, sımsıcak
Uyuşuyor farkında olmadan bedenim
Saçlarımdan buharlaşıp akıyor öfke seli
Yıkıyor “pis duyguları” yağmurum
Karanlığın kenarına gelip duruyorum
Ve aklımda hep aynı sözler
“Sana Sonbaharımı Sunuyorum…”
Geceden şafağa yol bir adımlık
Yıkanmış tertemiz bir sonbaharda
Ucundan yırtıldı karanlık
Sabaha ne kaldı şunun şurasında
Hadi gel!
“Gidelim artık…”
Mustafa Bay
Henüz yorum yapılmamış.