Sen benim güneşimdin elbet bir gün batacaktın…
Duydum ki evleniyormuşsun. Hem de parasına aşık olduğun zengin birisine. Zengin villalarda kalacakmışsın. Emrinde onlarca uşağın olacakmış. Her gün sosyete ile poker oynayacakmışsın. Para, gözünü kör edip, gerçek mutluluğu göremeyeceksin. Bundan dolayı sana acıyorum…
Halbuki, söz vermiştik birbirimize. Zenginler gibi parmağımızda yüzük olmasa da, değeri biçilmeyen kolyelerimiz vardı boynumuzda. Hizmetinde uşaklar olmayacaktı ama senin hizmetinde olan seni seven deli bir gönül olacaktı. Biz balık tutacaktık boğazda. Sonra abonesi olduğumuz kahveye gidip demlisinden iki çay içecektik dostlarımızla, dost bildiklerimizle… Ardından küçük ama sıcak evimize gidecektik. Hayatımız bu şekilde zenginleşecekti. Gönül zengini olacaktık biz. Para, gözümüzü köreltmeyecekti…
Biz saate baktıkça hayatı yaşamaya devam edecektik. Nisan yağmurlarında dolaşmak bize zevk verecekti. Bir damla yağmur yetecekti günahlarımızdan temizlenmemize. Sen gül bende dikenin olacaktım. Tüm benliğimi vererek koruyacaktım seni. Sen benim batmayan güneşim olacaktın. Her sabah senin güzelliğinle uyanacaktım hayata. Gece bile engellemeyecekti seni doğman için…
Sebebi olmayan bir sevda olacaktı bizimkisi. Rakibimiz bile olmayacaktı. Gözyaşımız akmayacaktı. Söz vermiştik birbirimize. Aramızda yollar olsa dahi kalplerimiz hep bir olacaktı. Birbirimize sorduğumuz kelepçeli soruların anahtarı yine biz olacaktık. En mutlu biz, en fedakar biz, en sevimli biz olacaktık…
Hatırlar mısın evimizin döşemelerine birlikte kara verip beraber döşeyecektik. Hani o çok istediğimiz bebeğimizin odası ayrı olacaktı. Hatta erkek olursa mavi, kız olursa pembeye boyayacaktık duvarları…
Şimdi bütün bunları düşünüyorum da bu hayaller sadece hayal olarak kaldı. Sen bana gitmek için gelmişsin. Sen uzaklara gittin. Yarınlarım umutsuz. Dedim ya sen benim güneşimdin elbet bir gün batacaktın…
Henüz yorum yapılmamış.