Sen Kadar Ayrılık…
Nedense her akşam mütemadiyen hatırlıyorken seni, ağlamamı gördüğünü düşünürken buluyorum kendimi ve tanışıyorum kendimle kısaca; biraz vurgun, biraz solgun, biraz da yorgun. Ve hatırlıyorum apansız, penceremin buğusuna gözlerimle çizdiğim hayalini, görüyorum kalbimi tam ortasından yaran o gözlerini ve hissediyorum ürpererek, senle başlayıp bitmeyen cümlelerimi… Sevgimizin boynuna bıçak dayayan ayrılığın sahtekâr yüzüyle buluştum senin gittiğin gün oysaki her şeyden muaftık ayrılığa ilişkin. İşte yine yarım mutluluk virgülden sonrası yok birlikte görüntülendiğimiz cümlelerin. Korkuyorum artık senden; sen kadar yalnızlıktan, sen kadar bırakılmışlıktan ve korkuyorum ayrılığın sen kadar müptelağımız olacağından… Bu da geçer diyenler oldu şimdi bana dalga geçer gibi farkında olmadan ayrılığı bağrıma saplar gibi… Aşkı tanımlar oldu bilmesen de gidişin. Seni uyurken seyretmenin doyumsuz zevki miydi aşk? Ya da seni ağlarken sakinleştirmek, dualarımda sana da yer vermek miydi aşk, belki de gülün önce dikenini sevmekti bilmiyorum ama ayrılık ölümden daha yakın bana… Keşke diyorum şimdi kendi kendime; her şeyin sınırı ölüm olsaydı da sınırları zorlasaydık, ölüm olsaydı da ayrılığın kollarında tabutumuzla kaysaydık… Kelimelerin bittiği yerdeyim, işte aynen bu şiir gibi…
Ersan Cuma
Henüz yorum yapılmamış.