Sen Olmasaydın
sen olmasaydın gülermiydi
gözlerimin içi hep
Tutar mıydı dertlerimin yasını çareler
beklermiydi kollarım umarsızca
karşılıksız kucaklaşmaları
hasret yakarken karanlıklarda
gazı eksilmeyen lambaları,
özlemin tutuşturur
sobadaki kayıtları odunları
diz çökerek anımsarım
alev alev yanan dudaklarının ısırışlarını
dönmenden taraftır pişmanlığım
sen yine benim başımın etini ye
ben herşeye razıyım
olmasaydın dilime, gönlüme tercüman
konuşamazdım yüzüm kızararak ben
bir öyle bir böyle
gözüm telefonun üzerindeki
dantellere takılır
çıban çıkardı inceliklerimin içinde
sigaraya başladım bak
ellerimi bıraktığın ilk günden bugüne
hala içiyorum koskoca bir yalnızlığı
inatla devirmek için
kaküllerini kestirmişin gördüm
çok yakışmış
alnının açıklığı yüzünün ışığı
göstermiş gelecek umutların
yolunu bekleyenlere
ince uzun parmaklarının
işaretlediği pusuyu gösteren yanlızlığı
ben göremedim
sen göstermeseydim
görmekte istemezdim
söz söylenmezdi sana
ters tarafından kalktığında
dişlerinden önce pençelerini görür
korkar, saklanırdım senin sağ taraflarına
seni uyurken seyrediyorum
onikilerden üçlere kadar
sen rüyalarımın atlaslarındaydın
yüreğime serdiğim çarpıntılarımı
üzerine örtmüştüm sıkıca
şimdi daha hızlı daha sıcak
kaymaz bir kırmızı halı gibi dilimden
kulaklarımda çınlayan şarkıların
Senem Kula
Henüz yorum yapılmamış.