Seni severken
‘Seni severken
*
ve
suya baktı yaşlı kahin
taşlara
ve dumana
ve
sonsuzluk dedi
*
seni
alfabeden habersiz harfler gibi sevdim
noktasız ünlem gibi
kapısından habersiz evler
düşmeyi bilmeyen yaprak gibiydim seni severken
seni
düşüncelerin hapisken sevdim
gardiyanlardan gizli
köprülerden habersiz nehirler gibi
denizleri bilmeyen okyanuslar
seni senden habersiz sevdim
ay çalar gibi
güneşe dokunurcasına
papatyalardan habersiz
uçurtmalara söylemeden
gökkuşağı duymadan sevdim seni ay gecelerinde
çocukluğumuzdan habersiz
kum taneleriydi aşk ayaklarıma dolaşan
ellerime bulaşan çiçek tozlarıydı
*
seni
ömrümün yıldızları dökülürken sevdim
dilimin düğümleri çözülürken
seni yol bilmeyen geceden habersiz sevdim
sabaha düşen güneş gibiydim seni severken
seni
ellerin kelepçeliyken sevdim
dudakların mühürlüyken
Pir Sultan gibi taşlar yağarken sevdim seni
İbrahim gibi ateşe atılırken
Yusuf gibi sevdim
Züleyha olup
Leyla gibi Şirin gibi
Tahirle Zühre gibi sevdim seni
seni
idam sehpasında düşüncelerin asılırken
Mansur gibi dara çekilirken sevdim
Yunus gibi
Şems gibi sevdim yüreğini
*
seni
alnının ışığındaki kuşlardan sevdim
yüreğinin kapılarındaki limanlardan
ayinlerinden ve yasaklı kelimelerinden
ellerinden sevdim seni bütün sözler tükenirken
yalazı ve dumanı dudaklarından
seni özünden sevdim özüme yazılan
memleketinden sevdim tenindeki yalnızlığın
dilindeki yurt acısından
binyıllar öncesinden gelen türkülerinden
geceye savrulan şarkılarından sevdim seni
çığlığını duyan nehirler gibi
denizlerindeki kırılgan rüzgardan
dağa vuran günışığı gibi sevdim
külünden ateşinden habersiz bir yangın
seni senden habersiz sevdim
sol yanından yaralı bir süvari
rüzgarına tutunan şiir
senin yarin gibiydim seni severken
*
Nazan Yinanç
Henüz yorum yapılmamış.