Unuttum
Monoton bir şiir ve monoton bir başlangıç daha…
Bir aptallık belki de, bir şiire daha seni yazarak başlamak.
Bir unutamayışa daha unutarak başlamak.
Mutlu sonla biten bir masalın kahramanı sen.
Ve ben,
Fazla bekletilmeden hemen sağda indirilmiş bir figüran.
Ya da, beyaz perdeyi kirleten oyununu en arkadan izleyen davetli.
Ne bileyim işte,
Ne kadar sığdırılmayacak yer varsa bir hayatta ordayım.
Oysa ben,
Geçtiğimiz caddeler izlerimizi taşısın diye
Yağmuru düşmeden kucaklayacak kadar çok sevmiştim.
Kahrolası durakları başka beklentiler yaşanmasın diye yağmalayarak beklemiştim.
Yapmıştım işte bir sevdayı adam etmek için ne yapmak gerekiyorsa.
Yetmedi.
Bir eksikliğe fazla geldim. Ve bittim.
Saçlarındaki kördüğümün çözülmezliği şimdi vazgeçiş
Ve bekleyiş yorgunlukları sırtlanmış yüreğime imkansız.
Yaktığım ömrün is kokusunu sindirerek tenime, kokunu siliyorum.
Şimdi başkasında rastlasam kokuna tanımam,
Zaten kimsenin tenine intihar süsü veremez böyle seviş.
Ne bileyim işte unutuyorum galiba böyle olunca.
Umutları barksız kalmış çocuklarımın yetimliğiyle,
Ayaklarımın altından cenneti bile götürüşünü uğurluyorum.
Unutuluşuma acırken, unutuşumu kutluyorum.
Ve kabulleniyorum matematikten sınıfta kalmayı,
Günleri saymayı bırakıyorum.
Gözlerinin hiç uğramayacağı satır aralarımda ki boş sokaklar hep boş kalacak.
Ve sen bakışlarını başka boşluklarla dolduracaksın.
Artık hiçbir şiir, cümle, şarkı, sesleniş… Seninle başlamayacak.
Unutarak başlamanın ilk ve tek örneği bu.
Unutarak başlayıp, unutamayarak bitişin tek cinayeti
Berat Ebru Yücel
Henüz yorum yapılmamış.