ZOR
Kendi dikeninden haberdar mıdır ki gül ve acıttığından canları?
Her dokunduğunda aşık, mendiline silerken akan kızıl kanları.
Zor mudur bir tebessüm vermek sabahın ilk ışığı düştüğünde?
Tebessümlük hal kalacak mı mevcut hal kötüye dönüştüğünde?
Yapamamların ardına saklanıp, bilmiyorumlarla eğleşirken,
Yapıp, bilecek mi, kapkara bir duman ak sevdaya ilişirken?
Sirkeden ekşi bir suratın saçtığından habersizken huzursuzluğu,
Neye yorar acep görse karşısında böyle nemrut bir duygusuzluğu?
Çok güvenmemek gerek köklü ve devrilmez görünen bir aşka.
Devrilmez belki; ama kalınca susuz, içinden çürürse o başka
Her yanı kovuk olmuşken insanın bir et tutamı olan kalbinin,
Sorulması ayıp sayılmalı ahval buyken ne olduğu derdinin.
Zor değil, olmamalı dilden yürek okşayan kelimelerin dökülmesi.
Ayrılıktan, ölümden acı değil ya “seni çok seviyorum” demesi.
Sevdaysa adı, atılmaz yürekten, üç kuruşa da satılmaz elbet.
Can serdiysek cananın yoluna, kaldırmayız o canı ilelebet.
Keşke tebessüm düşmese dudaklardan ve seven o cümleler.
Ölmekten, gitmekten zor olmasa delice karşılıksız sevmeler.
KEMAL OKUMUŞ (K.O.)
Henüz yorum yapılmamış.